Gamsız Hayat – Teknede Üç Adam


Jerome K. Jerome, şu meşhur “İngiliz tipi komedi” türünü, Coupling çekilmeden önce, 1889’da ünlü etmiş bir yazar. Teknede Üç Adam, Thames nehrinde gezintiye çıkan üç adam ve köpeklerinin komik hikayesini anlatıyor. Aslında gezide ilgi çeken herhangi bir şey yok, Thames nehri işte, manzara vs. Burada dikkate değer olan bu üç adamın, özellikle anlatıcı J.’in ilginç hayat görüşü. Zaten en başta J inanılmaz derecede absürd hastalık durumuyla işe başlıyor, bundan sonrası da gitiikçe daha çılgın bir hal alıyor. Bazı kısımlar hayat felsefesi olarak benimsenecek kadar komik: çaydanlığın daha hızlı kaynaması için çay istememek ve bunu sesli bir şekilde çaydanlığa “duyurmak” bunlardan bir tanesi.

We put the kettle on to boil, up in the nose of the boat, and went down to the stern and pretended to take no notice of it, but set to work to get the other things out.
That is the only way to get a kettle to boil up the river. If it sees that you are waiting for it and are anxious, it will never even sing. You have to go away and begin your meal, as if you were not going to have any tea at all. you must not even look round at it. Then you will soon hear it sputtering away, mad to be made into tea.
It is a good plan, too, if you are in a great hurry, to talk very loudly to each other about how you don’t need any tea, and are not going to have any. You get near the kettle, so that it can overhear you, and then you shout out, “I don’t want any tea; do you, George?” to which George shouts back, “oh, no, I don’t like tea; we’ll have lemonade instead – tea’s so indigestible.” Upon which the kettle boils over, and puts the stove out.
(ve evet, bu kısmı ekşisözlükten aldım, eh yazmamı beklemiyordunuz zaten değil mi? ama yine de kitapta kendi hayatıma uygulayacağım hayat görüşlerinden biri bu)

Buharlı gemiler hakkındaki bir kaç sayfada 180 derece dönüş yapan fikirler ayrıca dikkate değer: kitabın ortasında anlatıcı tarafından nehir trafiği yaratıp güzel güzel salınan teknelerin canını sıkan buharlı gemiler, bir bölüm sonra arkasına iple tekneyi bağlayıp teknenin zahmetsizce çeklimesinin tadını çıkarmak için son derece gerekli bir icada dönüşüyor. Bu çılgın üçlünün sakarlıkları, nehir ahalisini bilinçsizce rahatsız etmeleri, birbirlerini rahatsız etmeleri (ki uzun yolculuklarda kaçınılmadır aslında)…

Kitabı gerçekten çok beğendim, komik kitaplar akılda kalmaz pek, klasikler ise okunmaz, ama bu kitabı bir klasik olmasına rağmen okudum ve komik olmasına rağmen hatırlayacağım. Yine de hakkında söyleyeceğim bir kaç olumsuz nokta var: Eğer kitabın yazılışındaki amaç Thames nehri kıyısındaki güzel manzarayı anlatıp turizmi canlandırmaksa oldukça başarısız sayılabilir, çünkü manzara hikayenin ana konusu olmasna rağmen geride kalmış. Ayrıca bazı yerlerde “var mı böyle tipler hakkaten” diye soruyorsunuz. Bazen de fazla laf kalabalığına dalıp sayfa doldurmuş yazar diyorsunuz. Bunların dışında 8/10 veririm, bunu da okuyun, okutun.

Yorum bırakın